Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Terör örgütüyle sonuna kadar mücadele etmeye, bu bölgede yaşayan kim olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun, hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun bütün insanlarımıza sahip çıkmaya da devam edeceğiz.” dedi.
Yılmaz, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Diyarbakır’da, Valilikte brifing aldı, daha sonra çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan ve partinin il başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019’da başlattıkları evlat nöbetini 1447’nci gününde sürdüren aileleri ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ı, Türk bayrakları ve çocuklarının fotoğrafıyla karşılayan aileler, kendileriyle tek tek görüşen Yılmaz’a evlatlarının dağa nasıl kaçırıldığını anlattı, HDP’ye ve terör örgütü PKK’ya tepkilerini dile getirdi.
Yılmaz, ailelerle görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Diyarbakır annelerinin sabırla ısrarla evlatlarını terör örgütünden kurtarmak için bir duruş ortaya koyduğunu, bunun son derece kıymetli olduğunu söyledi.
Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:
“Hiçbir ideoloji bir annenin yüreğinden, kalbinden evladına duyduğu hasretten daha kıymetli değildir. Diyarbakır anneleri, Diyarbakır’da aileler, çok anlamlı bir duruş sergilediler. Terörle biz mücadele ediyoruz, güvenlik güçlerimiz, adli makamlarımız, toplum olarak mücadele ediyoruz ama bunlar arasında en anlamlı mücadelelerden birini Diyarbakır anneleri ortaya koyuyorlar. Aslında bu duruşlarıyla şunu da çok açık ve net gösteriyorlar. Terörün en büyük maliyetini bu bölgede yaşayan insanlar ödüyor. Canlarıyla mallarıyla hak ve hürriyetlerinin kısıtlanmasıyla buradaki demokratik ortamın, kalkınma ortamının zehirlenmesiyle en büyük maliyeti bölgede yaşayan insanlar ödüyorlar.”
“Diyarbakır annelerinin bu tavrı, asil bir tavır”
Terör örgütünün, uluslararası birtakım çevrelerin aracı olarak ülkenin birliğini, beraberliğini ortadan kaldırmayı, huzurunu bozmayı hedeflediğini belirten Yılmaz, “Diyarbakır’a çukur kazanlar, aslında demokrasiye çukur kazanlardır. Diyarbakır’ın, bölgenin kalkınmasına çukur kazanlardır. Yine o dönemlerde de Diyarbakır halkı buna müsaade etmedi, devletiyle birlikte bu hain teşebbüsü de ortadan kaldırdı.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, terör örgütlerinin hiçbirinin, iddia ettikleri toplumu temsil etmediğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
“DEAŞ, İslamiyet’i temsil etmediği gibi FETÖ Müslümanları temsil etmediği gibi PKK da kesinlikle bizim Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor. Sadece bunu kendisini meşrulaştırma ve perdeleme aracı olarak kullanıyor. İşte Diyarbakır annelerinin bu tavrı, terör örgütünün bu yüzünü açığa çıkaran son derece önemli, asil bir tavır.”
Diyarbakır annelerinin, sadece evlatları için değil, ülkenin huzuru, demokrasisi ve kalkınması için de nöbet tuttuğuna işaret eden Yılmaz, hiçbir terör örgütünün gücünün annelere yetmeyeceğini, eninde sonunda annelerin kalbinin kazanacağını söyledi.
Yılmaz, 43 şehirden 365 ailenin, 370 çocuk için nöbette olduğunu belirterek, bu çabaların sonucu olarak bugüne kadar 45 ailenin evladına kavuştuğunu bildirdi.
“Terör örgütüyle sonuna kadar mücadele etmeye, bu bölgede yaşayan kim olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun, hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun bütün insanlarımıza sahip çıkmaya da devam edeceğiz. Bu devlet hepimizin devleti, bu ülke, bu vatan hepimizin vatanı. Bu ülkeyi bölmeye, gücümüzü kırmaya çalışanlara, fitne fesat çıkarmaya çalışanlara, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara da asla müsaade etmeyeceğiz.” görüşünü paylaşan Yılmaz, evlat nöbeti tutan anneleri ve aileleri bu duruşlarından dolayı tebrik etti, bir an önce evlatlarına kavuşmalarını diledi.